Radon, Radium elementinin radyoaktif bölünmesi sonucu ortaya çıkan bir gazdır. Radyoaktif ışıma (radiactive decay) doğal ve kendiliğinden oluşan bir olaydır. Bu olay bir elementin atomik partiküllerini kaybetmesi (proton, nötron, veya elektron) sonucu parçalanmasıyla oluşur. Katı radium bölündüğünde iki proton ve iki nötron kaybeder ve radon gazını oluşturur. Bu iki proton ve nötron alfa partikülü olarak adlandırılırlar ve radyoaktiftirler. Radon gazı da radyoaktiftir çünkü kendisi de alfa partikülü kaybederek ışıma yapar ve polonyum elementini oluşturur. Bir elementin bölünme hızı yarı ömür kavramıyla belirlenir. Örneğin uranyumun yarı ömrü 4.4 milyar yıldır. Radonun yarı ömrü ise 3.8 gündür. Radon bölündüğünde ortaya polonyum, bizmut ve kurşun çıkar. Polonyum da radyoaktiftir ve akciğer kanserinin sebebidir. Radyoaktivite genelde pikoküri (pCi) cinsinden ölçülür. Bir pCi iki radyoaktif atomun dakikadaki bölünme miktarına eşittir. Evdeki havanın radonu, havanın radonu, toprak radonu ve yeraltı suyu radonu seviyeleri birbirlerinden çok farklıdır. Havanın radonu 0.1 pCi/L ile 30 pCi/L, evdeki havanın radonu 1 pCi/L den 3000 pCi/L’e kadar değişir. Topraktaki radonun miktarı ise 20 pCi/L’den 100000 pCi/L’e kadar değişir. Yeraltı suyunda çözünmüş radonun miktarı ise 100 pCi/L’den 3 milyon pCi/L ‘a kadar değişim gösterir. Radon gaz olduğu için uranyumdan ve radiumdan daha hızlı hareket eder. Radonun hareket kabiliyeti kayaçlardaki boşluklardaki su miktarı, porozite, ve geçirgenlik parametreleri tarafından kontrol edilir. Radon geçirgen kayaçlarda çok daha hızlı yayılır. Örneğin kumda veya gravelde kilde yayıldığından daha hızlı yayılır. Dünyada radon ölçümleri bilimsel amaçlı olarak radon jeokimyası, çevre mühendisliği çalışmalarında, uranyum aramalarında, yapısal jeoloji ve fay çalışmalarında, jeotermal ve yeraltı suyu çalışmalarında, deprem ve volkanik aktivite belirleme çalışmalarında uygulanmaktadır. Ayrıca insan sağlığı açısından da kullanıldığı alanlar vardır. Günümüzde radon gazı ölçümleri, depremlerin önceden berirlenmesi çalışmalarında en etkili ve en önemli metodlardan biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya bu metoda gerekli önemi vermişler ve büyük miktarda kaynak ayırmışlardır. Bu doğrultuda birçok radon ölçüm ağları oluşturmuşlardır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nin depremlerin önceden belirlenmesi amacı ile sadece Parkfield, California bölgesinde 100’den fazla radon ölçüm istasyonları mevcuttur. Depremleri önceden belirleme amaçlı ilk radon ölçüm çalışmaları selüloz nitrat filmi kullanılarak yapılmıştır ( KODAK, LR 115 FILM, TYPE 2 ). Bu yöntem film 70 cm. uzunluğunda ve 6 cm. çapında bir plastik boru içine diklemesine bir kuyuya yerleştirilmesiyle uygulanır. Film iki hafta kadar yeraltında kaldıktan sonra dışarıya çıkarılıp belirli bir birim alan içersindeki ( genellikle 3 cm2 ) partikül sayısı belirlenir. Çok zahmetli olan bu yöntemle yapılan radon ölçümleri, toprakta radon ölçümü yapabilen 3 adet ALPHAMETER 611 alımıyla son bulmuştur. ALPHAMETER 611 dijital kayıt yapabilme özelliğine sahiptir. Bu sebeple veri değerlendirmek çok daha kolaydır. İznik – Mekece fayı boyunca, bu üç aygıt Göllüce, Çerkeşli ve Mekece olmak üzere üç istasyona yerleştirilmiştir. Bu istasyonlar 1993 sonundan beri veri toplamaktadırlar. Bir Alphameter 611 unitesi 51 mm. çapında, 350 mm. uzunluğunda olup paslanmaz çelikten imal edilmiştir ve 1.2 kg. ağırlığındadır. Çok hassas bir aygıt olan Alphameter 611, ışığa, neme ve yağışa karşı çok duyarlıdır. Sürekli kayıt yapabilen Alphameter 611’lerin verileri en geç 40 gün içerisinde alınmalıdır. Aksi taktirde veri kaybedilir. İstasyonların yerini görmek için lütfen buraya tıklayınız…….
↑ Çalışmalar'e dön