KUYRUKLU YILDIZLAR ve KÜÇÜK GEZEGENLER
(Comet &Asteroid)
The Panoramic Survey Telescope & Rapid Respons Kuyruklu yıldızlar, Güneş sisteminin dışından bir hiperbolik yani açık bir yörünge izleyerek Güneşe çok değişik yönlerden yaklaşırlar. Bunlara aniden görünen cisimler denilir. Ne zaman ortaya çıkacakları bilinmez. |
http://spaceweather.com/ gibi sitelerde zaman zaman "Comet Approaches Earth for April 1st Flyby" gibi haberler veya http://www.heavens-above.com sitelerde kuyruklu yıldız ve küçük gezegenlerle ilgili detaylı tablolar yayınlanır. Kuyruklu yıldız gözlemciliği amatör gökbilimcilerin en çok uğraş verdiği alanlardan biridir. Keşfedilen kuyruklu yıldızlara genellikle onu keşfeden kişi veya kişilerin adı verilmektedir. 2011 Haziran ayında Hawai’de bulunan 1.8 metrelik"The Panoramic Survey Telescope & Rapid Response System" teleskobuyla keşfedilen kuyruklu yıldıza teleskobun ismi ile beraber C/2011 L4 (PAN-STARRS) denilmiştir. Rus astronomlar Vitali Nevski ve Artyom Novichonok'un 2012 Eylül ayında buldukları kuyruklu yıldıza gece gökyüzü araştırma proğramlarının adı olan C/2012 51 (ISON) (International Scientific Optical Network) adı verildi. |
|
|
||
Kuyruklu yıldızlar, gökyüzünün en görkemli küçük cisimleridir. Yörüngelerinde hareket ederken Güneş sisteminin iç bölgelerine ve özellikle Yer’e yaklaştıklarında uzun kuyrukları, gök yüzünün büyük bir bölümünü kapsar. Dikkatli incelendiğinde arka plandaki yıldızlara göre hareketli oldukları hemen anlaşılır. Ancak böyle görkemli görünen kuyruklu yıldızların sayısı çok azdır. Sönük olanların sayısı fazladır ve ancak teleskopla gözlenebilirler. Çıplak gözle kuyruk kısa gözükmesine karşın teleskopla bakıldığında veya fotoğrafı çekildiğinde onun daha uzun olduğu anlaşılır. Yapılan ayrıntılı araştırmalardan çekirdeğin toz ve buz niteliğinde katı olduğu ve boyutlarının 1-20 km arasında oldukları bulunmuştur. Baş ve kuyruk bölgesi ise gaz ve toz'dan oluşmuştur.
|
|||
Yörüngelerinin özelliğinden onların Güneş sistemini saran uzayda disk benzeri değil de küresel bir hacimden geldikleri söylenebilir. 1950 yılında Hollandalı bilim adamı Jan OORT o zamana kadar gözlenen kuyruklu yıldız yörüngelerini inceleyerek bu küresel kuşağın Dünya Güneş arası mesafenin 50 000 katı uzaklıkta yer aldığını ileri sürdü. Milyonlarca kuyruklu yıldızın bulunduğu bu kuşağa Oort Bulutu (Oort Cloud) veya Oort Kuşağı adı verildi.
|
|
Güneş sisteminden çok uzakta olan bu bölgede yer alan kuyruklu yıldızlara Güneş'in uyguladığı çekim kuvveti kadar diğer yakın yıldızların uyguladığı çekim kuvveti de önem kazanır. Bulutta meydana gelen tedirginlikler sonucu kuşaktan ayrılan kuyruklu yıldızın Güneş Sistemine gelerek geri kuşağa dönmesi 30 milyon yıl alır. Böyle uzun dönemli olanlar yörüngelerinde hareket ederken Jüpiter'in yeteri kadar yakınından geçerlerse onun çekimi etkisiyle yörüngeleri değişir ve artık Güneş Sistemi içinde dolanmaya başlarlar ve kısa dönemli kuyruklu yıldızlar sınıfına geçerler ve bir daha ne zaman görünecekleri kesin olarak bilinir. Bilinen en kısa dönemli k.yıldız Encke (3.3 yıl) en uzun dönemli Rigollet (151 yıl) ve en meşhur'u İngiliz gökbilimci Edmund Halley'in 1682 yılında gözleyip incelediği kuyruklu yıldızın yaklaşık 76 yılda bir görülen kuyruklu yıldızla aynı olduğunu kanıtlaması üzerine Halley adı verilen yıldızdır.
Kısa dönemli kuyruklu yıldızlar Güneşe her yaklaştıklarında buharlaşma süresince kütle kaybederler. Bu nedenle dönemli olanlar bir gün ölebilir. Halley'inde son gelişinde oldukça sönük olduğu ve Güneş'ten uzaklaşırken parçalandığı görüldü. Bu nedenle 2062 yılı ziyaretini yapamayacağı öne sürülmektedir.
|
YAKIN GEÇMİŞİMİZDE DİKKAT ÇEKİCİ
KUYRUKLU YILDIZLAR
ISON Fotoğraf 15 Kasım 2013 Amatör astronom Mike Hankey of Auberry, California https://science.nasa.gov/science-news/science-at-nasa/2013/14nov_whatsnext/
Keşif tarihi 7 Ağustos 2006, Ocak-Şubat 2007'de Güney Yarımküreden çıplak gözle görüldü. 1935'den beri en parlak görülen ikinci kuyrukluyıldız. Avustralya Ulusal Üniversitesi astronomu Robert McNaught tarafından keşfedilmiştir./wikipedia/
Hale-Bopp kuyruklu yıldızı (C/1995 O1) büyük bir olasılıkla yirminci yüzyılın en çok gözlemlenmiş kuyruklu yıldızıdır. Çıplak gözle 18 ay gibi rekor bir süre boyunca gözlemlenebildi. Bir önceki rekor yarı süre ile 1811 yılının büyük kuyruklu yıldızına aitti. Birbinden bağımsız olarak iki amatör astronom New Mexico'dan Alan Hale ve Arizona'dan Thomas Bopp tarafından 23 Temmuz 1995 'de keşfedildi Hale-Bopp 1996 yılında Dünya'dan çıplak gözle gözlenmeye başlandı. /wikipedia/, http://www.space.com/19931-hale-bopp.html
7 Mart 1973'de Çek Astronom Luboš Kohoutek tarafından keşfedildi. Kohoutek uzun dönemli bir kuyruklu yıldızdır.Önceki ziyareti yaklaşık 150.000 yıl önceydi ve sonraki gelişi yaklaşık 75.000 yıl sonra olacak /wikipedia/
Geçmişte görülen en parlak 9 kuyruklu yıldız için http://www.space.com/17918-9-most-brilliant-great-comets.html ve son 20 yılın en çok konuşulan 5 kuyruklu yıldızı için http://garyseronik.com/the-top-5-comets-of-the-past-20-years/ adreslerine bakabilirsiniz.
|
KÜÇÜK GEZEGENLER (astreoidler)
|
Tarihçe:Küçük gezegenler çok küçük oldukları için çıplak gözle geceleyin gökyüzünde görülemezler. 1800 yıllarına kadar bunların varlığı bilinmiyordu. 1781 yılında Uranüs keşfedildiğinde, Titius-Bode yasasının doğruluğu iyice kanıtlanmış oldu. Bu nedenle zamanın gök bilimcileri Güneşten 2.8 astronomik birim (1 AB=150 milyon km) uzaklıktaki kayıp gezegeni aramaya başladılar. ,1801 yılında bu araştırma sonuca ulaştı ve tam 2.8 AB uzaklığında Ceres adı verilen bir gezegen bulundu. 1890 yılına gelinliğinde, küçük gezegenlerin sayısı 300'ü bulmuştu. Bunlara keşif sıra numarası verilir. 1941 yılında Prof Gleissberg'in İstanbul Üniversitesi Gözlemevi'nde yaptığı gözlemlerin bu alana yaptığı katkısı nedeniyle bir küçük gezegene ANKARA adı verilmiştir. |
Nerede Bulunurlar: Küçük gezegenlerin çoğu, Mars ve Jüpiter gezegenleri arasındaki bölgede bulunur ve büyük gezegenler gibi Güneş etrafında bir yörüngede dolanırlar. Çok az sayıda olan bazıları da bu bölgenin dışında bulunurlar ve bunların basık elips yörüngeleri Merkür yörüngesini keser. Dolayısıyla bunların Yer'e çarpma olasılıkları vardır. Bu tür olanlara APOLLO küçük gezegenleri adı verilir. Bu türlerin kökeni olarak ya büyük kütleli Jüpiter gezegeninin tedirginlik etkisi ile ilk yörüngelerinden çıkarılmış küçük gezegenler veya ölü kuyruklu yıldız çekirdeği oldukları ileri sürülmektedir. Diğer bir türleri de Jüpiter yörüngesinde dolanırlar. Bunların Jüpiter'in 60 derece önünde ve arkasında yer alırlar. Bu noktalara gökbiliminde Lagrange noktaları denir. Bu bölgedeki küçük gezegenlere TROJAN (TRUVA) dı verilir. Bugün bilinen en büyüğünün adı Hektor'dur ve 300 km uzunluğunda ve 100 km genişliğinde yumurtamsı bir cisimdir. Son yıllarda Jüpiter dışında da küçük gezegenler bulunmaya başlamıştır. Bu bölgede 1977 yılında keşfedilen küçük gezegene 2060 Chiron adı verilmiştir. Yapıları: Spektrumları incelenerek yapıları anlaşılmaya çalışılmıştır. 2.8 Ab uzakta bulunanların çoğu, demir ve kayadan oluşmuştur. Bazılarının yüzeyinde içinde su barındıran mineraller vardır. 4 Vesta'nın yüzeyi ise bazaltik lavlarla kaplıdır. Jüpiter yöresindekilerin kaya ve buzdan oluştukları ileri sürülmektedir. Daha dış bölgelerde bulunan küçük gezegenlerin yüzeyi ise, su karbonca zengin bir materyal ile kaplıdır. Bu nedenle bunların Güneş ışığını yansıtma yüzdeleri düşüktür. Apollo türü küçük gezegenlerin yapıları yukarda anlatılanların karışımıdır. Buunlarda metal ve mineraller bol miktarda bulunduğundan ve Dünyamıza çok yakın geçtiklerinden dolayı, bunlardan insanoğlunun nasıl yararlanacağı uzay merkezlerinde tartışılmaktadır. Kuyruklu yıldızlar ve Küçük gezegenlerle ilgili güncel bilgi http://neo.jpl.nasa.gov/ http://www.minorplanetcenter.org/iau/lists/Dangerous.html adreslerinden alınabilir. Kaynak: Astronomi ve Uzay bilimleri ders kitabı.Tekışık yayıncılık |
YAKIN GEÇMİZİMİZDEKİ KÜÇÜK GEZEGEN
Asteroid 2012 DA14
Avusturalyalı amatör astronom Dave Herald'ın 3 dakikalık poz süresi vererek resmini çektiği asteroid (küçük gezegen) 2012 DA14'in 15 Şubat 2013 tarihinde Türkiye saati ile 21:27'de Dünya'nın 28.000 kilometre yakınından geçeceği tahmin edilmektedir. Birçok iletişim uydusunun bulunduğu bu bölgedeki uydular için herhangi bir tehlike söz konusu değildir.
|
Bu asteroid Yer'e en yakın konumlarından geçerken çok ayrıntılı radar gözlemleri ile, yüzey özellikleri, radyo dalgalarını yansıtıcılığı, sismik aktivitesi de belirlenecek. Asteroid üzerindeki depremler Yer'in kütleçekim alanından dolayı yaşayacağı gelgit etkilerinden ileri gelecektir. |
Bunlar ilk kez tespit edilmeye çalışılacak. Astreoidin geçiş sırasında hissedeceği ivmelenmeler yeryüzünde olsaydı bizim için oldukça küçük ivmeli depremler olurdu. Ama asteroid çok küçük bir kütle olduğu için, üzerinde yerel olarak oluşan böylesi ivmeler, onun yüzey şekillerinde değişiklikler oluşturabilir. Bu sırada gözlenecek bazı nicelikler (renk, kendi ekseni etrafındaki dönüş hızı, şekil, yansıtıcılık v.b) ve bunlardaki değişimler asteroid'de "deprem"lerin olduğuna işaret edecektir. Yer'deki bazı büyük optik teleskoplar ve güçlü radarlar geçiş sırasında bunları tespit etmeye çalışacak. Alıntı: http://science.nasa.gov/science-news/science-at-nasa/2013/14feb_asteroidquakes/ http://www.esa.int/Our_Activities/Operations/Highlights/2012_DA14_nears |